Blog Listesine Geri Dön

Tatilin “En İtalyan” Hali: Puglia

Roma İtalya gezilerinin baş tacı olabilir; ancak İtalya’yı tıpkı bir İtalyan gibi deneyimlemek isterseniz, biraz daha güneye, Puglia’ya inmeniz gerekir.

İtalyan yarımadasının güneyinde yer alan ve “çizmenin topuğu” olarak da adlandırılan Puglia, kısa zaman öncesine kadar büyük ölçüde yerli turistlerin tercih ettiği bir tatil bölgesiydi. Ancak Adriyatik kıyısına bakan muhteşem sahilleri, zeytin bahçeleri, dünyanın en iyi şaraplarından bazılarının üretildiği üzüm bağları ve elbette tarihi dokusuyla Puglia, bir süredir yabancı turistlerin de gözde uğrak yerlerinden biri haline geldi. Özellikle kalabalıktan uzak, sakin bir tatil arayanların favorisi olan Puglia bölgesi, “en İtalyan” tatil bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tadına doyulmaz yemekleri, kapı önlerinde sohbet eden güler yüzlü yerlileri ve bol güneşli atmosferiyle Akdeniz’i doya doya yaşayacağınız Puglia’da, görmeniz gereken yerlerden bazılarını sizler için yazdık.
Keyifli seyirler!

Itria Vadisi Yemyeşil kırlar, zeytin ağaçları, leziz jambonlar, unutulmaz şaraplar, Adriyatik kıyılarına kolayca erişim… Puglia denilince ilk akla gelen noktalardan biri olan Itria Vadisi’ne hoş geldiniz! Puglia'nın merkezinde yüksek verimli bir ovada yer alan Itria Vadisi, ormanlık yamaçları, üzüm bağları ve konik çatılı Alberobello evleri “trullo”lar ile Güney İtalya’nın en çok turist çeken noktalarından biri. Yemyeşil doğası, UNESCO dünya mirası listesindeki tarihi dokusu ve elbette Akdeniz mutfağının unutulmaz lezzetleriyle Itria Vadisi, unutulmaz bir İtalya deneyimi yaşamanızı garanti ediyor.
İşte Itria Vadisi’nde ziyaret edebileceğiniz uğrak noktalarından bazıları:

1) Alberobello
Itria Vadisi deyince akla ilk gelen yerlerden biri, Alberobello kuşkusuz. Bu küçük ve şirin kasaba, dünya çapındaki bu ününü “trullo” (çoğulu-trulli) adı verilen evlerine borçlu. Koni biçiminde, taş çatıları ve beyaz duvarlarıyla sıralanan bu ikonik yapıların tarihçesi ise oldukça ilginç:
Tarihi kayıtlara göre Alberobello’nun ilk trullo’ları 1700’lü yılların başlarında görülmeye başlanıyor. Harç kullanılmadan, sadece taşların özel bir yöntemle dizilmesi ile inşa edilen bu evler, tarım işçilerinin konak yerleri olarak kullanılıyor.
Evlerin inşası sırasında harç malzemesi kullanılmama sebebiyle ilgili birden fazla teori bulunuyor. En güçlü teorilerden birisi, dönemin derebeyi Conversano D’Acquaviva D’Aragona’nın binalarda harç malzemesi kullanılmasını yasakladığı yönünde. Bir diğer ve en çok kabul gören teori ise, yapı vergisi ödemek istemeyen tarım işçilerinin, denetçilerin gelmesi halinde hızlıca sökülüp yeniden inşa edilebilecek evler tasarladığını söylüyor. Trullo’ların ortaya çıkmasını sağlayan sebep net olmasa da bir şeyi kesin olarak biliyoruz: Bu sıra sıra dizilmiş şirin evlerin arasında dolaşmak, bir masal diyarını ziyaret etmiş gibi hissettiriyor.

2) Martina Franca
Martina Franca, küçük bir kasabadan beklenmeyen güzel sokakları ve şaşırtıcı sayıda büyük bina ve kiliseleriyle, Itria Vadisi’nin en sıra dışı yerleşim yerlerinden biri.
İtalyanlar’ın “Puglia’nın mücevheri” dedikleri Martina Franca, Roma’yı hatırlatan ihtişamlı barok binaları, otelleri ve restoranlarıyla da adeta büyük bir şehirdeymişsiniz gibi hissetmenizi sağlıyor.
Elbette Martina Franca’nın ziyaretçileri için vaatleri, mimari coşku ile sınırlı değil. Kayda değer pek çok şarap üreticisinin yer aldığı Martina Franca’da, şarap tadım atölyelerine katılmanız da mümkün.

3) Locorotondo
Itria Vadisi’nin en “turistik olmayan” yerleşim yerine hoş geldiniz! Vadinin tepesindeki Murge Platosu’nda yer alan bu küçük, sakin kasaba, sıradan Güney İtalya turlarının listesinde kendine yer bulmaz. Oysa eşsiz manzarası, birbirinden güzel sokakları ve katılabileceğiniz gurme atölyeleriyle Locorotondo, Akdeniz ruhunu her zerrenizde hissetmenizi sağlıyor. Tıpkı Martina Franca gibi oldukça fazla sayıda şarap üreticisi bulunan Locorotondo, çılgın kalabalıklardan uzak bir tatil günü geçirmek isteyenler için bire bir.

4) Ostuni
Büyüleyici bir tepe kasabası olan Ostuni, İtalyan'dan çok Yunan veya Orta Doğulu hissi veren otantik, beyaz badanalı şehir duvarları ve binaları nedeniyle La Città Bianca (Beyaz Şehir) olarak da biliniyor. 1000 yıldan daha uzun bir tarihe sahip olan bu küçük kasaba, yerel halk tarafından “Salento’nun kapısı” olarak da adlandırılıyor. Çiçeklerle bezenmiş dar sokakları, güler yüzlü yerli halkı, bembeyaz tarihi binalarıyla Itria’nın en huzurlu yerleşim yerlerinden biri olan Ostuni, Akdeniz mutfağı lezzetlerini uygun fiyatlara tadabileceğiniz pek çok restorana da sahip.
Otranto Puglia’nın Salento bölgesinin kıyısında yer alan Otranto, İtalya’nın en doğuda bulunan kasabası olarak da biliniyor. Puglia'nın en popüler sahil kasabası olan Otranto, özellikle denizin ve güneşin tadını çıkarmak isteyenlerin favori uğrak noktalarından biri. Ancak elbette Otranto’da yapabilecekleriniz, sahil tatiliyle sınırlı değil. Binlerce yıllık tarihe sahip olan kasaba, pek çok tarihi yapıyı da bünyesinde barındırıyor.

İşte Otranto’da ziyaret edebileceğiniz yerlerden bazıları:

1) Otranto Katedrali (Duomo)
Otranto Katedrali veya Duomo, bin yıla yaklaşan tarihiyle Otranto’nun en çarpıcı binalarından biri. Dış Sade bir dış cepheye sahip olan katedral, iç tasarımıyla görenleri hayran bırakıyor. Katedralin 12. yüzyıla tarihlenen mozaik zemini, bölgenin en önemli tarihi mozaik kalıntılarından biri olarak kabul ediliyor.

2) Aragon Kalesi
Osmanlı İmparatorluğu’nun, Fatih Sultan Mehmet döneminde kısa bir süreliğine Otranto’yu ele geçirdiğini biliyor muydunuz? İşte günümüzde kasabanın tarihi çekirdeğinin merkezinde yer alan Aragon Kalesi, 1480 yılında, Osmanlı baskınından hemen sonra inşa edilmiş. Özellikle tepe noktasından ayağınızın altına serilen muhteşem manzarasıyla ünlü olan Aragon Kalesi, Otranto’nun en çok ziyaret edilen noktalarından biri.

3) Alimini Gölleri
Otranto’yu cazip bir turizm noktası yapan bir başka özelliği de muhteşem doğal güzelliklere sahip olması. Otranto’dan sadece 10 dakikalık uzaklıkta bulunan Alimini Gölleri Tabiatı Koruma Alanı da Otranto’da ziyaret edebileceğiniz bu doğa harikalarından bir tanesi. Alimini Grande (Büyük Alimini) ve Alimini Piccolo (Küçük Alimini) adında, bir kanalla birbirine bağlı olan Alimini gölleri, etrafını çepeçevre saran çam ormanlarıyla, Otranto’nun en huzurlu ziyaret noktalarından birini oluşturuyor. Kuğulardan flamingolara kadar pek çok hayvana da ev sahipliği yapan Alimini Gölleri, doğa içinde yürüyüş yapmak isteyen veya güzel manzarayı fotoğraflamak isteyen gezginlerin favorilerinden.

Bari
Puglia'nın birçok küçük şehri ve kasabasında olduğu gibi, bölgenin başkenti olan Bari'de de ziyaretçileri ilk olarak tarihi şehir surları, ferforje balkonlu evler ve taşlarla çevrili dar sokaklar karşılıyor. Napoli’den sonra bölgenin en büyük ikinci ekonomisine sahip olan Bari, ülkenin en büyük ihracat limanlarından birine de ev sahipliği yapıyor. Tazecik deniz ürünleri bulabileceğiniz restoranları, yüzlerce yıllık tarihi binalarıyla en sevilen güney İtalya kentlerinden biri olan Bari, bölgenin en büyük hava limanlarından birine sahip olması nedeniyle de yoğun bir turist sirkülasyonuna sahip.

Lecce
Göz kamaştırıcı barok binalar, örümcek ağı gibi dar sokaklar, kentin her köşesinde sizi yakalayan muhteşem manzara… Lecce’yi bir kez gördükten sonra unutamayacaksınız! “Güneyin Floransa’sı” da denilen ve Puglia’nın en güzel şehri olarak kabul edilen Lecce, kendine has mimari dokusu ve özenle korunmuş tarihi yapılarıyla, masalsı bir güzelliğe sahip. Doğal güzelliği nedeniyle sinemacıların da favorilerinden olan Lecce, Ferzan Özpetek’in Serseri Mayınlar filmi başta olmak üzere pek çok sinema eserine ev sahipliği yaptı.

Zeytinyağı, şarap ve seramik üretimi ile de öne çıkan Lecce’de ziyaret edebileceğiniz yerlerden bazıları şunlar:

Santa Croce Kilisesi: İtalya'daki en güzel Barok binalardan biri olarak kabul edilen olan Santa Croce Kilisesi, ön cephesindeki muazzam detaylı taş işlemeciliğiyle biliniyor. Tamamlanıp ibadete açılması 200 yıl süren Kilise, oya gibi işlenmiş duvarlarıyla barok mimarinin zirve noktalarından biri adeta.

Detay seviyesi nihayet 1695'te ibadete açılmadan önce tamamlanması 200 yıldan fazla sürmüştür.

Aziz Oronzo Heykeli: Aziz Oronzo, Lecce'nin koruyucu azizi. Ancak 17. Yüzyıla ait bu heykel, Lecce’ye komşu şehir Brindisi’nin hediyesi. Brindisi halkı, komşularının koruyucu azizinin şehirlerini vebadan kurtardığına inandıkları için, bu heykeli Lecce’ye hediye etmiş. O günden bu yana, üzerinde durduğu 29 metrelik kaideden halkını selamlayan Aziz Oronzo Heykeli, Lecce’nin en önemli sembol yapılarından biri olarak kabul ediliyor.

Roma Tiyatrosu: Lecce'nin MÖ 2. Yüzyılın sonunda inşa edilen Roma amfitiyatrosu, 2000 yıla yaklaşan tarihinde onlarca deprem, sayısız savaş ve hatta talihsiz şehir planlama girişimleri geçirdi ama günümüze kadar ulaşmayı başardı. Kazıların başladığı 2. Dünya Savaşı sonrası başlayan kazılardan günümüzde Arenanın yaklaşık üçte ikisi ortaya çıkarılmış. 25 bin kişi kapasiteli olduğu tahmin edilen amfitiyatro, Lecce’nin tarihi merkezinin çekirdeğinde yer alıyor.

Siz de tarihin, güneşin ve Akdeniz lezzetlerinin buluştuğu Puglia’yı ziyaret etmek, Akdeniz’in en güzel bölgelerinden birinde keşfe çıkmak ister misiniz? O zaman “Gastronomi ve Doğa Harikası Puglia” turumuz tam size göre! 5 gün 4 gece süren turumuzla Puglia bölgesinin doğal ve tarihi güzelliklerini keşfedebilir, İtalyan mutfağının birbirinden güzel lezzetlerini tadabilir, güneşin ve kristal berraklığındaki Adriyatik Denizi’nin tadını çıkarabilirsiniz. “Gastronomi ve Doğa harikası Puglia” turumuzla ilgili detaylı bilgi almak ve randevunuzu oluşturmak için şimdi tıklayın!

REZERVASYON TALEBİ
905495424245