Blog Listesine Geri Dön

Peri Masallarının Dünya Yüzündeki Mekanları: Fransız Şatoları

Avrupa tarihi boyunca pek çok soylu aile, pek çok görkemli şato inşa ettirdi. Ancak kuşkusuz ki Fransa, bu konuda bir adım öne çıkıyor: Muazzam bahçelerin ortasında yer alan çarpıcı yapılarıyla Fransız şatoları, masallara ilham olmaya devam ediyor.

Fransa, bugün pek çoğu müze olmuş şatolarını özenle korumaya devam ediyor. Her biri UNESCO’nun dünya mirası listesinde bulunan şatolar, her yıl milyonlarca ziyaretçinin akınına uğramaya devam ediyor.

Bugün sizlere, Fransa’nın ünlü şatolarından bir kısmını tanıtmak istiyoruz.

İyi seyirler!

Şatolar Vadisi: Loire

Fransız şatoları denilince akla gelen ilk yerlerden biri Loire Vadisi kuşkusuz. Nasıl olmasın ki, bölgede hepsi birbirinden güzel 80’in üzerinde şato bulunuyor! UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan, üzüm bağları ve meyve bahçeleri nedeniyle “Fransa’nın Bahçesi” olarak bilinen Vadi, her biri mimari birer şaheser olan şatolarıyla gezginlerin en sevdiği uğrak yerlerinden biri aynı zamanda.

İşte bu güzel vadide ziyaret edebileceğiniz sayısız şatodan birkaç tanesi:

1) Blois Şatosu

Blois Şatosu veya diğer adıyla Blois Kraliyet Şatosu’nun tarihi 10. yüzyıla uzanıyor. Ana giriş kapısından baktığınızda göreceğiniz küçük, mütevazı görünüm sizi yanıltmasın; katmanlı yapısıyla adeta küçük bir kasabayı andıran şato, kuşkusuz ki vadinin en görkemli yapılarından biri.

1429 yılında, Jeanne d’Arc'ın İngilizlere karşı savaşmaya gitmeden önce kutsandığı şato olarak da bilinen Blois, şu anda envanterindeki 35 bin tarihi eser ile Fransa Müzesi olarak hizmet veriyor.

XII. Louis döneminde kraliyet konutu ve siyasi yönetim merkezi görevi gören şato, günümüzde yerli ve yabancı turistlerin en sevdiği mimari yapılardan biri. Eğer Loire Vadisi’ne yaz mevsiminde gittiyseniz, şatonun alametifarikası haline gelmiş, avlusunda gerçekleştirilen ışık gösterisi ve klasik müzik konserlerini de deneyimleyebilirsiniz.

2) Azay-le-Rideau Şatosu

Fransız rönesansının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Chateau of Azay le Rideau, 1523 yılında Kral I. Francis'in saymanı olan Gilles Berthelot tarafından inşa edildi. Fransız geleneği ile yenilikçi İtalyan dekorunun incelikli bir karışımı olan bu yapı, Loire Vadisi'ndeki mimari sanatının simgesi haline gelmiştir. Berthelot’un 1530 yılında ölümünden sonra pek çok kez el değiştiren bina, 1791 ile 1899 yılları arasında Biencourt ailesinin hanesi olmuştur. Lüks ve konforlu yaşama önem veren ailenin yeni baştan döşediği şato, bu dönemde en görkemli görünümüne ulaştı.

İki büyük nehrin kesiştiği hendeğin ortasında bulunan şato, masalsı görünümüyle günümüzde de en çok sevilen Fransız şatoları arasında yer alıyor.

3) Chenonceau Şatosu

Loire Vadisi’nde yer alan şatoların her biri mimari açıdan büyüleyicidir. Ancak içlerinde en masalsı güzellikte olanı, Cher Nehri üzerine inşa edilmiş olan Chenonceau Şatosudur.

6. yüzyılda, asilzade Thomas Bohier tarafından inşa ettirilmiş olan bina, hendekleri ve bahçeleriyle inşa edildiği ilk günlerden itibaren güzelliğiyle insanları cezbetti. Avrupa'nın dört bir yanından kraliyet mensuplarını ve soyluları ağırlayan Şato, 1733 yılında Louise Dupin tarafından satın alınmasıyla Aydınlanma düşünürlerinin katıldığı bir edebiyat kulübüne dönüştü. Voltaire’den Montesquieu’ya kadar pek çok ünlü yazar ve düşünürü konuk eden şato, Birinci Dünya Savaşı sırasında ise askeri hastane olarak hizmet verdi. Geç dönem Gotik ve Rönesans stilleri arasındaki geçişin bir örneği olarak kabul edilen Chenonceau Şatosu, 1951 yılında içten dışa restore edilerek ziyarete açıldı. Suyun üzerinde yüzüyor hissi veren benzersiz tasarımı ve bahçeleriyle Chenonceau’yu bir kez gördükten sonra unutamayacağınızı garanti ediyoruz.


4) Chambord Şatosu



Geldik vadinin en görkemli şatosuna. 1547 yılında Fransa Kralı I. Francis tarafından inşa ettirilen Chambord, bölgenin en büyük şatosu. Kral ve maiyetinin kullanabileceği bir av köşkü olan şato, askeri amaçlı bir bina olmamasına rağmen kale görünümüne sahip. Kralın gücünü ve görkemini yansıtması hedeflenerek inşa edilen şato, mimarisindeki İtalyan etkileri ile ön plana çıkıyor. İtalyan rönesansının Fransa üzerinde etkili olmaya başladığı ilk dönemlerde inşa edilen şato, bu nedenle mimari açıdan “yenilikçi” kabul ediliyor.

 

1981 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası listesine alınan Chambord, Fransa’nın en sevilen ve en çok ziyaret edilen şatolarından biri olarak da biliniyor.

*

Elbette Fransa’da göz alıcı şatoların yer aldığı tek nokta, Loire Vadisi değil. İşte gezginlerin büyük beğenisini toplayan diğer Fransız şatolarından bazıları:

Dinan Şatosu

Fransave İngiltere arasındaki toprak savaşları, Avrupa tarihinde önemli bir yer tutar. İngiltere’nin Fransa’daki varlığı “Yüz yıl savaşları” ile son bulmuş olsa da uzun yıllar İngilizlerin egemenliğinde kalan bölgelerde tarihin izlerini bulmak mümkün: Tıpkı Dinan Şatosu gibi

Dinan Şatosu veya diğer bilinen adıyla Dinan Kalesi, Fransa'nın Bretanya bölgesinde yer alıyor. İsminin de ele verdiği üzere, uzun bir süre Britanya krallığının egemenliği altında kalan bölgede, 1382 yılında inşa edilen şato, “Düşes Anne Kalesi” olarak da biliniyor.

Bretanya Dükü Montfort'lu IV. John tarafından yaptırılan kale, şehre bitişik ama ondan bağımsız olabir yapıdaydı. Bir Fransız isyanı durumunda savunma sağlayabilmesi amacıyla inşa ettirilen şato, bu nedenle döneminin önemli simgelerinden biri haline geldi.

Dış cephesi adeta bir kale görünümde olan şatonun iç kısmı yerleşim alanı olarak tasarlanmıştı. Ortaçağ dönemine ait bir şato olan Dinan’ın, askeri yapılanma ile sivil konaklamayı ustalıkla birleştirmiş olması nedeniyle döneminin en başarılı mimari eserlerinden biri olarak kabul edildiğini de belirtelim.

St. Malo Şatosu

Bretanya bölgesinin en dikkat çekici şatolarından biri de St. Malo. 1424 yılında inşa edilen şato, zaman içerisinde eklemelerle gelişimini sürdürdü. 17. yüzyılda ünlü kale mimarı Sebastian Vauban'ın tasarımıyla değiştirilen ve bugünkü görünümünü kazanan St. Malo şatosu, zaman içerisinde yapılan bu değişiklikler nedeniyle eklektik bir görünüm sunuyor. 19. Yüzyılda bir süre kışla olarak da kullanılan St. Malo şatosu günümüzde, St. Malo bölgesinin uzun denizcilik tarihi, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan işgal ve şehrin yeniden inşa edilmesi gibi farklı konularda bilgi veren bir müze olarak hizmetini sürdürüyor.


Mont-Saint-Michel

Mont Saint Michel aslında bir şato değil manastır; ancak Fransa’nın çarpıcı yapılarından bahsediyorsak, ona değinmeden geçmemiz olmaz.

Mont-Saint-Michel'in uzun ve tarihi, 708'de başladı. 966 yılında, Benedictine rahipleri, Normandiya Dükü I. Richard'ın isteği üzerine oraya yerleşti. Manastır çok hızlı bir şekilde Hıristiyan Batı için en önemli bir hac noktalarından biri haline geldi, ancak aynı zamanda çok sayıda el yazmasının üretildiği ve saklandığı kültür merkezlerinden biriydi.

Fransız devriminden sonra “devrime direnen” din adamlarının hapsedildiği bir yer haline gelen Mont-Saint-Michel, daha sonra bir süre kaderine terk edildi. Ancak 1870’li yıllarda yeniden restore edildi ve hizmete açıldı.

1978 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınan Mont-Saint-Michel, günümüzde Normandiya bölgesinin en ikonik yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Yüzyıllar boyunca Fransa’nın tarihine tanıklık eden bu küçücük ada ve üzerinde yer alan görkemli bina, hala hac noktası olarak önemini koruyor. Bu aradaİkinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren Normandiya çıkarmasının da hemen bu yapının eteklerinde yer alan körfezden gerçekleştirildiğini, ziyaret ettiğiniz takdirde bu körfezi de görme şansına erişeceğinizi belirtelim.

Siz de Fransız orta çağ ve Rönesans mimarisinin en güzel örneklerini ve çok daha fazlasını deneyimlemek ister misiniz? O halde Vacanza’nın Normandiya, Bretanya ve Loire şatoları gezisi tam size göre! 5 gece 6 gün süren Normandiya, Bretanya ve Loire Şatoları gezileri ile dünya mirasının en kıymetli eserlerinden bazılarını ziyaret edebilir, Avrupa tarihinin yazıldığı topraklarda bulunmanın keyfini yaşayabilirsiniz. Fransa ve İngiltere kültürünün iç içe geçtiği bölgeleri ziyaret etmek için şimdi tıklayın!

REZERVASYON TALEBİ
905495424245